Türkiye’de go oyununun resmi olarak başlamasının (ODTÜ Go Topluluğu’nun kurulması) üzerinden 22, go oyuncuları için bir çatı oluşturan Türkiye Go Oyuncuları Derneği’nin (TGOD) kurulmasının üzerinden ise tam 16 yıl geçti. Özellikle son yıllardaki atılımlarla bugün geldiğimiz noktada, diğer Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında, hızla yayılan ve oyuncu kitlesi giderek genişleyen bir go oyununa sahibiz Türkiye’de. Birçok derneğimiz, üniversite kulübümüz ve turnuvalarımız var, Türkiye Go Ligi var! Hatta son dönemde ülkemizde uluslararası bir turnuvamız oldu ve profesyonel oyuncuların arada sırada ülkemize uğraması da olağan hale geldi.
Buraya kadar go ile ilgili her şeyin gelişimi güzel görünüyor, ama benim gibi birçok go oyuncusunun uzun yıllardır eksikliğini hissettiği bir nokta var ki, o da go oyunu hakkında Türkçe basılı materyallerin nadirliği. Bu eksiklik, Türkiye gosunun geldiği bu noktada birazcık sırıtıyor sanki. Gonun kuralları hakkında çeviri (M. Dardeniz – Go Kitabı, K. Dinçer - İncelikli Go Sanatını Keşfetmeye Çağıran Küçük Kitap) ve özgün (A. Kılınç – Go: Dünyanın En Büyüleyici Oyunu, G. Çakır – Yeni Başlayanlar İçin Go) birkaç Türkçe kitap bulunmakta şu anda. Ancak go oyunu ve Türkiye’de go üzerine fikirlerin yer aldığı, yeni başlayan oyuncuları teşvik edecek duygu ve düşüncelerin paylaşıldığı, dünyada go ile ilgili olan gelişmelerin ülkemizdeki go kitlesi tarafından takip edilmesini sağlayacak makaleler içeren ve düzenli olarak basılan bir yayın organı ne yazık ki mevcut değil.
Geçmişte birçok kez denenmesine karşın, bu girişimlerin hiçbiri uzun yıllar yaşamını devam ettiremedi. Bu konuda öncü bir dergi/fanzin olan “Taşlı Yol”, TGOD’nin yayın organı olarak dernek ilk kurulduğu yıllarda dördüncü sayıya kadar yayınlandı, daha sonra beşinci bir sayı daha basıldı. Yıllar sonra çok sayıda go oyuncusunun birlikte emek vererek hazırladığı “Fuseki” isimli go fanzini (http://fusekifanzin.blogspot.com/) 2006-2008 yılları arasında beş sayıya kadar ulaştı, Fuseki’nin devamı niteliğini taşıyan “Tesuji” fanzini 2009’da tek sayı çıkabildi. Mehmet Emin Barsbey’in editörlüğünü yaptığı “Go Dergisi” ise 2007-2008 yılları arasında dört sayı yayınlandı (bu dergide yayınlanan makalelerin bir kısmına http://www.gookulu.com/ adresinden ulaşılabilir). Bunun yanı sıra Utku Üzülmez’in editörlüğünü yaptığı Bilim ve Gelecek dergisinin go sayfalarını da (http://www.uzulmez.info/Files/ap2/bvg.html) (2005-2007 yılları arasında) go hakkında makaleler yayınlayan dergi listemize eklemek lazım. Elbette, bu dergilerin Türkiye’deki gonun gelişimine olan katkıları nedeni ile söz konusu girişimleri takdir etmemek mümkün değil.
Aslında, basılı dergilerde süreklilik sağlanamamasında, basılı bir yayın organının getirdiği maliyetler ana sorun olarak görünmekle birlikte, içerik konusunda devamlılığının sağlanamaması da birçok kez bu girişimlerin sekteye uğramasına neden oldu. İnternet, bu konuda bize büyük bir olanak sunuyor aslında. Parasal maliyetlerin çoğu kez sıfıra yakın olması (sadece zamansal bir maliyet içermesi) ve daha geniş bir kitleye daha hızlı bir şekilde enformasyon dağıtımı sağlayabilmesi bakımından biz go oyuncuları için bulunmaz Hint kumaşı. Bu noktada açığı kapatmaya çalışan go kulübü web sayfaları, facebook sayfaları (ör: http://www.facebook.com/gooyunu) ve forum sitelerimiz (ör: http://www.tgod.org.tr/bbpress/) de var. Ancak bu siteler yukarıda değinilen konularda, özellikle de makaleler konusunda derli toplu, istendiği zaman hızlıca ulaşılabilecek ve yayın sürekliliği sağlayacak bir nitelik taşımıyor.
Türkiye’deki go yayıncılığındaki bu sıkıntıları biraz olsun gidermek ve eksiklikleri kapatmak amacı ile oluşturulan Merdiven blogunun, go hakkında düzenli bir elektronik yayın organı olması hedeflemekteyim. İçerik kalitesini yüksek tutma ve güncel bilgileri sunma hedefleri ile birlikte, sitenin ülkemizdeki go oyuncularına uzun yıllar hizmet edeceğine inanmaktayım. Elbette, bu go oyuncularının desteği olmadan gerçekleşemeyecek bir hedef, bu nedenle de yazmaya ve fikirlerini paylaşmaya hazır tüm go oyuncuların bloga desteğini bekliyorum.
Saygılarımla,
Çağatay Tavşanoğlu
Merdiven editörü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder