2000'lerin ortasından itibaren turnuvalara katılan nüfusun artmasıyla turnuvaları iki güne sığdırma sıkıntımız dolayısıyla sistem değişikliğine gitmek durumunda kalmıştık. Gerek o dönemdeki oyuncu trafiği gerek Türkçe yazılı kaynakların azlığı dolayısıyla oyunculara en basit konuları dahi yeniden anlatmak zorunda kalıyor benzer şikâyetleri tekrar tekrar yanıtlamak zorunda kalıyorduk. O dönemde katılma ya da düzenlenmesinde rol alma şansını bulduğum birçok turnuvada oyuncularımızın Go turnuvalarıyla ilk defa karşılaşmalarının kafa karışıklığını ve sancılarını defalarca gördüğümden uzunca bir süre araştırdıklarımı yazıya dökmüştüm. Ancak zaman içinde yayınlama fırsatı bulamamıştım. Turnuvalarımızın sayısının artması, özellikle de deneylere açık yerel turnuvaların artması ve turnuvaların çeşitlenmesiyle tekrar aynı sorular/sorunlar dillenmeye başladığından (çoğunlukla da oyuncuların cevaplardan tatmin olmadıklarını gördüğümden) yazdıklarımı paylaşma ihtiyacı hissettim. Çağatay Tavşanoğlu'nun da teklif ve sabırlı teşvikiyle bu yazı sizlerle buluşma imkânına kavuşabildi.
Bu yazı üç bölümden ibarettir. Birinci bölüm kısaca turnuva düzenlemekte kullanılan sistemler (dizgeler) ve bunların birbirine avantaj ve dezavantajlarından oluşmakta. İkinci bölümde kısaca -benim aklımda kaldığı şekliyle- Türkiye'deki turnuvalarda dizge seçimi ve yönetimiyle ilgili kriterlere değinip biraz durumdan bahsedeceğim. Üçüncü bölümdeyse sık karşılaşılan soru ve sorunlarla ilgili bilgi ve mantığım yettiğince cevap vermeye çalışacağım.