Aliye Can
Kulübümüz iki yıl önce Cebeci Kız Teknik ve Meslek Lisesi bünyesinde faaliyetine başladı. Kulübün açılmasını öğretmenler kurulu toplantısında teklif ettiğimde yüz on kişilik öğretmen kadromuzdan bir kişi bile go oyununun adını bilmiyordu. Gerçi ben de 3 ay öncesine kadar go oyununun Türkiye’de oynandığını bilmiyordum. İlk kez Akıl Oyunları filminde goyu görmüştüm ve merak etmiştim. Bugün tüm okul go hakkında az çok bir şeyler biliyor diye düşünüyorum. En azından artık, go taşlarına bonibon diye saldıranların sayısında büyük bir azalma oldu.
Bilgisayar öğretmeni olmanın avantajlarını kullanarak bir meslek lisesinde gonun tanıtılmasını biraz da olsa sağladık diye düşünüyoruz. Laboratuarı bir go salonu gibi kullanıyoruz. Cuma günleri ders bitiminde go oynuyoruz. Kulübümüze üye olmayanları da alıyor, onları teşvik ediyoruz. Turnuvalar yapıyor, ödüller veriyoruz.
Go kulübü oyuncuları bilgisayar laboratuarında |
Aslında zoraki olarak bir kulüp seçmek zorunda kalan, ismi değişik geldiği için go kulübünü seçen, seçip de gelemeyen, dershanesi veya servisi gelen, o olmadı babası gelen, başı ağrıyan, dişi ağrıyan yaklaşık iki yüz öğrencim var. Hoş! Gelseler de bu iki yüz kişiyi nereye sığdırırız bilmem.
On dokuz! tuhaf öğrencimiz var: Her hafta aksatmadan kulübe geliyorlar. Hasta olup rapor almış olsalar bile geliyorlar. Kavga etmek, aylak aylak gezmek vb şeyler yapmak yerine go oynamayı tercih ediyorlar. Teneffüslerde ve boş derslerde tahtayı alıp oynuyorlar. Bununla da yetinmiyor bilgisayar laboratuarında bilgisayarlara yüklediğimiz go oyunlarını ders esnasında kaçak oynarken yakalanıyorlar (Kulakları tarafımızdan çekiliyor; fakat çekme şiddeti diğer işlenen suçlara nazaran daha düşük seviyede tutuluyor). Ayrıca goyu sınıflarındaki diğer öğrencilere de öğretiyorlar. Yetmiyor okul dışındaki arkadaşlarına ve kardeşlerine de öğretiyorlar.
Kız meslek lisesinde go oyununu yaygınlaştırmak zor. Aileleri üniversitelerde yapılan turnuvalara katılmalarına izin vermiyor; çünkü onlar kız ve aileler aslında, kızlarına değil çevreye güvenmiyorlar. Hatta bu yüzden onları bakkala bile göndermiyorlar. Hal böyle olunca da turnuvalara kulübümüz adına bir öğrenci bile katılsa mutlu oluyoruz.
Kafamıza takılan iki soru var: Neden bu oyunu bu kadar seviyoruz? Neden yayılması bizim için bu kadar önemli? Cevabını bulamadık. Bulmak için faaliyetimize devam etme kararı aldık.
Herkese kulübümüz adına bol golu günler dileriz :)
Bu makaleyi facebook go oyunu sayfasının bağlantısından okudum ve çok mutlu oldum Türkiye'de bu kadar gonun yayıngınlaşmasına.
YanıtlaSilBen Japon'um ve şimdi izmir'de yaşıyorum (hatta izmir'deki go derneği ''goizm''in üyesiyim, ama hala 19 k'yım maalesef...)
Japonya'da go yaygındır ama yaşlı insanlar arasında. Gençler o kadar oynamıyor, gençlerin çoğu video oyunu ya da internetteki başka oyunlar oynamayı tercih ediyorlar. (Çin ve Kore'de de aynı durumdaymış)
O yüzden Japonya'dan Türkiye'ye gelenlerin çoğu burada gençlerin go oynamasına çok şaşırıyorlar (tabi ki sevinç içinde).
Yazarın yazdığı gibi ''bol golu günler'' dilerim.
Bir de sondan ikinci cümle çok beğendim; ''Cevabını bulamadık. Bulmak için faaliyetimize devam etme kararı aldık''. Biz de tam aynı şey düşünüyorduk. Şimdi ben de söylemek istiyorum ''Cevabını bulmak için faaliyetimize devam edeyim'' :)